Abdus Salam, Nobel ödülünü kazanan ilk Pakistan’lı, fen alanında bu ödülü kazanan ilk Müslümandır.
Nobel Fizik Ödülü’nü 1979 yılında kazandı.
Abdus Salam
Başarısını daha öncesinden ispat eden Abdus Salam, 1960-1974 yılları arasında Pakistan hükümetine bilim danışmanlığı yaptı.
Pakistan’a neler kattı:
- İlk nükleer tesisini 1972’de işletmeye aldı. Müslüman ülkeler arasında bu açıdan bir öncü.
- 1990 yılında uzaya ilk uydusunu yerleştirdi. Müslüman ülkeler düzeyinde bu da bir ilk.
- 1980’den beri nükleer silah gücüne sahip olduğu düşünülüyor. Dünyadaki Müslüman ülkeler arasında bu açıdan da ilk ülke konumunda.
- Pakistanlı fizikçiler ekolünü kurdu. Sayısız Pakistanlının iyi üniversitelerde eğitim almasını sağladı.
Kendi iç dünyasında dindar bir insandı. Bir yazısında şunu demiştir:
Kur’an-ı Kerim bize Allah’ın koyduğu kuralları ve doğa kanununun doğruluğunu derinlemesine düşünmemizi emreder; ancak neslimizin Yaradan’ın tasarımını bir an olsun görebildiği için ayrıcalıklı olduğunu düşündüğümde, lütuf ve ihsanı için naçizane biçimde O’na şükrediyorum.
Nobel Fizik Ödülü için yaptığı kabul konuşmasında, Kur’an-ı Kerim’in Mülk Suresi’nden üçüncü ve dördüncü ayetlerini okumuştur:
O, yedi göğü tabaka tabaka yaratandır. Rahmân’ın yaratışında hiçbir uyumsuzluk göremezsin. Bir kere daha bak! Hiçbir çatlak (ve düzensizlik) görüyor musun? Sonra tekrar tekrar bak; bakışların (aradığı çatlak ve düzensizliği bulamayıp) âciz ve bitkin halde sana dönecektir.
Bilimsel düşüncenin insanlığın ortak mirası olduğunu vurgulayan Abdus Salam, Pakistan’da taraftarları bulunan Ahmediye Tarikatı’na bağlılığı vardı.
1974 yılında Pakistan Şûra Meclisi, Ahmediye akımını İslam dışı kabul eden bir teklifi kabul eder. Bu kararı protesto eden Abdus Salam, tepkisini göstermek için Pakistan’ı terk edip Londra’ya yerleşir. Ayrılmasından sonra dahi Pakistan ile iletişimini kesmeyerek Teorik Fizik Grubu ile yakın ilişkisini sürdürür ve Pakistan Atom Enerjisi Komisyonu’ndaki (PAEC) bilim adamlarına destek verir.
İyi bir Müslüman olan, İslam’ın akıl ve bilim ile çatışmadığının en büyük kanıtı olan Abdus Salam, 1996 yılında İngiltere’de vefat eder. İsteği üzerine memleketi Pakistan’da gömülür. Cenazesine hiçbir devlet ve hükümet temsilcisi katılmaz.
Ölümünden sonra; CERN (Cenevre)’de bilime katkılarından dolayı ismini taşıyan bir yol tabelası koyulur.
Cern (Cenevre)
İsviçre’de bu değerli bilim adamına şükranlarını belirtir.
İsviçre
Ülkesinde ise mahkeme kararıyla mezar taşındaki Müslüman kelimesi çıkarılır.
Pakistan
Hayat böyle tuhaf hadiselerle doludur. Ders alınacak ibretlik hikayeler olsa da bu durumlar yaşanmaya devam eder.
Faydalanılan kaynaklar: 1, 2, 3
Faydalı bir yazı olduğunu düşünüyorsanız paylaşın!